Arapça Mesleki Uygulama Kulübü - İslam Aile Hukuku Öğrenci Sempozyumu

Üniversitemiz Arapça Mesleki Uygulama Kulübü tarafından düzenlenen "İslam Aile Hukuku Öğrenci Sempozyumu" konulu sempozyum 22 Şubat 2019 tarihinde Fatih Yerleşkesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. İslami İlimler Fakültesi öğrencisi Necmettin Beytullah ÜNNÜ’nün Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlayan sempozyum, sonrasında açılış konuşmalarını İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sn. Ahmet Turan ARSLAN ve Kulüp Başkanı Esra CİHANBEY’in yaptığı konuşmayla tek oturum şeklinde gerçekleştirildi. 

İlk olarak Misyar Nikahı adlı makalesini 29 Mayıs Üniversitesi İslam Hukuku ABD Yüksek Lisans öğrencisi Sn. Meryem Sena ÖZTÜRK’ün sunumunu gerçekleşti. 

Sunumlarında, Arap memleketlerde nev zuhur etmiş bir nikâh çeşidini ele aldı. Misyar nikâhının problemli taraflarının görülebilmesi ve bu nikâhın oturduğu paradigmanın daha net anlaşılabilmesi için ilk olarak İslam da nikâh kavramını ele alındı. İslam’ın aile kurumuna yüklediği mananının üzerinde durup, ayet ve hadisler ışığında Müslüman ailenin nasıl olması gerektiğini izah etti. Daha sonra da İslam hukuku açısından yeni sayılan klasik eserlerde rastlamadığımız misyar nikâhının tanımını yapmaya çalıştık. Ardından ortaya çıktığı muhit ve ortaya çıkış sebeplerini izah ettikten sonra, son olarak da bu nikâh hakkında araştırmacıların sözlerine yer vererek araştırmasını sonlandırdı. 

İkinci olarak sahneye Nikahta Şahitlik adlı makalesini 

FSMVÜ İslami İlimler ABD Yüksek Lisans öğrencisi Sn. Osman KURAN sunumunu gerçekleştirdi. 

Bu tebliğinde, İslam Fıkıh literatüründe aile hukuku içerisinde ele aldı. Neslin devamı ve İslamiyet’in yayılması için Efendimiz (s.a.v) tarafından tavsiye edilen nikâhın bir takım şartları vardır. Makalesinde nikâhta şahitlik şartı, “Nikâh Şahitliğinin Hikmeti”, “Nikâhta Şahitliğin Yeri” ve “Şahitlerde Aranan Özellikler” olmak üzere üç başlık altında inceledi. Bazı küçük teferruatlarda İslam hukukçuları arasında görüş ayrılığı olmasını da göz önüne alarak ihtilafı zikrettiği yerlerde uygulamaya şayan gördüğümüz görüşü öne çıkardı. 

Sonrasında sahneye  Eşlerin Bir Bedel  Üzerine Anlaşarak Boşanmaları adlı makalesini sunmak üzere makale sahibi Siirt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Lisans Öğrencisi Fatma EREN’in katılamaması hasebiyle İslami İlimler Fakültesi Öğrencisi Sn. Yasir ZORBOZAN’ın sunumu ile gerçekleşti. Özet olarak makalesinde şunları zikretti, İslam toplumun en küçük birimi olan aile yapısına önem göstermiştir. Bu yapının sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için eşlere evlendikten sonra doğacak haklar belirlemiştir. Bu haklara karşılıklı olarak riayet edilmesini emretmiştir. İşte kadın veya erkeğin birlikte oluşturduğu veya taraflardan birinden kaynaklanan ve sürekli hale gelen sorunlar evliliği çekilmez bir hale dönüştürebilmektedir. Bu durumda eşler için bir eziyet haline dönüşen evliliğin boşanma yöntemlerinden biriyle sona ermesi mümkündür. Bu boşanma asıl olarak erkeğe verilen talak hakkının yanında kadına verilen tevfizu’t-talak, muhâlea gibi yöntemlerle gerçekleşebilir. Bu çalışmada tarafların anlaşması üzerine kadının bir bedel vermesiyle evliliğin sona erdirilmesi anlamındaki muhâleadan bahsetti. Sonrasında ise İddet Halinde Nikah – İddet Çeşitleri Ve Süreleri adlı makalesini FSMVÜ İslami İlimler Fakültesi Lisans öğrencisi Sn. Ayşe Ebrar YALÇINKAYA’nın sunumu ile gerçekleşti. Sunumunda, İslam hukukunda iddet, evliliğin herhangi bir sebeple sona ermesi durumunda nikâh hükümlerinin tamamen ortadan kalkması ve kadının yeni bir evlilik yapabilmesi için beklemesi gereken süreyi ifade eder. İddet, kendisine sebebiyet veren olaya göre boşanma veya ölüm iddeti olarak ikiye ayrılarak incelendiği gibi iddet süresine göre hayız, hamilelik ve süreli iddet şeklinde de ayırıma tabi tutulabilir. Racʽî talaktan dolayı iddet bekleyen kadına açık veya gizli evlilik teklifi, bâin talaktan dolayı iddet bekleyen kadına ise açık evlilik teklifinin yapılamayacağında ittifak söz konusudur. Yine vefat iddetini bekleyen bir kadına, açık evlilik teklifi yapılamazken üstü kapalı evlilik teklifi yapılabileceğinde ittifak edilmiştir. Yasak olmasına rağmen iddet halinde yapılmış olan evliliğin, fark edildiği anda iptal edilmesi ve tarafların tefrik edilmesinde İslam hukukçuları arasında ittifak, tefrik edilen tarafların iddet bittikten sonra yeniden evlenip evlenemeyeceklerinde ise ihtilaf söz konusudur gibi konulara değindi. 

Sonrasında Süt Kardeş İle Evlenmenin Hükmü adlı makalesini sunmak üzere 29 Mayıs Üniversitesi İslam Hukuku ABD Yüksek Lisans Öğrencisi Sn. Meryem Sena KURUMAHMUT sahneye geçti. Makalesinde, Anne  sütü yeni doğan her bebek için en temel gıda maddesidir ve insanoğlunun varlığından bugüne kadar da bu önemini devam ettirmiştir. Gelişen teknolojiler ile birlikte mama, ek gıda vb. gibi alternatifler üretilse bile anne sütüne denk bir ürün üretilememiştir. Sütü olan bir annenin başka bir çocuğu emzirmesi de yine bu sebeple eski dönemlerden itibaren uygulanan bir örf, gelenek olmuştur. Arap ve İran kültüründe süt anne tutulması, bebeklerin bu annelere verilmesi ve onlar tarafından büyütülmesi Peygamberimizin de yine bu şekilde süt anneye verilmesi herkesçe malumdur. Başka bir kimsenin çocuğunu emzirmenin en önemli sonucu ise süt bağının oluşması ve evlilik engelinin ortaya çıkmasıdır. Bu hüküm İslam’a hastır ve önceki dinlerde böyle bir bağın olduğu bilinmemektedir. Mevcut çalışmada da İslam’a has olan bu bağın oluşumu, kapsamı ve sonuçları açısından ele aldı.

Sonrasında aynı konuya başka bir bakış açısı ile makalesini sunmak üzere İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Lisans Öğrencisi Sn. Kübra Nur Doğru sunumlarında, odak alanını İslam hukukuna müşahhas ‘evlilik engeli olarak süt hısımlığı’ mevzusu ile sınırlandıran bu çalışma, süt hısımlığının şartlarını, neticelerini, taraflarını, Türk Medeni Kanunu ve diğer dinler içerisindeki mevcudiyeti bağlamında Kur’an’dan hareketle ele almaktadır. Kur’an evlenilmesi haram olan kişileri ayetinde serdetmiştir. Bu bağlamda İslam hukukunda evlenmenin muteber olabilmesi için bazı şartların oluşması gerekir. Keza evliliğin batıl/fasıd olmaması için de bazı şartların oluşmaması gerekmektedir. Bu şartlar ahlaki, örfi birtakım dayanaklardan zuhur eder. Bu engeller temelde ikidir. Birincisi geçici evlenme engelleri, ikincisi ise devamlı evlenme engelleridir. Akabinde devamlı evlenme engelleri ile süt hısımlığı ve onun doğurduğu şart ve sonuçlar, Türk hukuk tarihindeki yeri, süt bankacılığı konularını ele aldı. 

Son konu olarak sahneye Boşanma Halinde Nafaka  adlı makalesini sunmak üzere FSMVÜ İslami İlimler ABD Yüksek Lisans öğrencisi Sn. Osman KURAN tekrar geldi. Sunumlarında , İslam hukuku açısından “Boşandıktan Sonra Nafaka" konusunu incelemeye çalışan sunucu, nafaka meselesi özü itibariyle İslam Fıkıh literatürü içerisinde aile hukukunu ilgilendirmektedir dedi. Toplumun mihenk taşının aile olduğunu göz önünde bulunduracak olursak, nafaka meselesinin son derece önem arz ettiğini söyleyebiliriz. İslam hukukunda boşanma sonrası nafaka meselesi  “iddet halinde nafaka" ve “iddet sonrası nafaka” ayrımıyla incelendiği için biz de konuyu bu iki ana başlık altında incelemeye gayret etti. Bu tebliğinde konunun teferruatına girmeden, meseleyi genel hatları itibariyle ortaya koyacak şekilde İslâm hukuku açısından açıkladı.

Sempozyumumuza Üniversitemiz dışında 10 farklı üniversite ve farklı bölümlerden ilgisi bulunan öğrenciler ve mezun olmuş kişiler, etkinliğe katılım sağladı. Konuşmacılara hediyeleri İslami İlimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Sn. Dr. Ahmet EFE takdim edilerek program sona erdi.